her şeyin başı makbul
Akıl tutulur da taş yağar mı sahte yüzlere Zeytinler zakkum olup yakar mı genizleri İnsanlar yorulmaz mı takip ederken sahte izleri Zahire anlam gerekmez Elimi yakar varlığının ve yokluğunun hasreti Bıçak kadar keskin duyularımı, verip eline Eğip ensemi Nihayetine kavuşturmanı dilerim.. Affet Seni görünce bir elma şekeri düğümlenir boğazıma Evvel ve ahir karışır Nedenini anlamaz, düğümlenir zaman çizgisinin körpe bacakları İmrenir de kuşlar sesine, ötmez olur lalezarın lal bülbülü. Heyecanlar ardısıra birikir enseme Elime bir umut tutuşturur arşınlarım bana meydan okuyan sokakları Poyrazlar mı? yağmurlar mı? sevmesem de açarım göğsümü Sana diyorum ki; Ey yüreğimin doğurduğu, adını kutsal bilip yücelttiğim Vedan bile vuslattır bana Dindiremezsin bu ateşi, İnansanda bir artık inanmasan da Mağrur gözlerinden öperim, ayrıldık nasıl olsa.