Kayıtlar

Kasım, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

sokak lambası senfonisi

Bir duvar, yıkılmadıkça anlam kazanmaz, Beni en çok yalnızlık anlatır, ama sessiz, Ellerim, her sözcükle boğulmuşken, Bir zamanlar dokunduğum ellerin yankısı Şimdi bir çığlık gibi, Beni içime hapseder. Gecenin en koyu karanlığında, Bir yıldız, henüz doğmadan önce kaybolur, Ama seni düşünürken, Gözlerimde her kaybolan ışık Bir hatıra bırakır. Bütün bu gölgeler, Bütün bu ayak izleri, Bana hep seni hatırlatır, Bir türlü geriye gidememek gibi, Bir çıkışsız sokakta kaybolmak. Söylesene, nereye gider bu yol? Hangi kapı açılır, kimse bilmez, Ama ben hep orada beklerim, Düşlerimin içinde kaybolarak, Beni bulman için, Bir ipucu bırakmadan. Beni görsen, ne olurdu? Bir kez olsun gözlerime bakıp, Sonsuzluğu orada bulsan, Ve her adımda Bir çiçeğin kuruyup düşen yaprağını hissetsen, Bir an bile unutmam Ve her bakışında Bir başka ben saklı kalır mıydı? Ruhumda bir iz, Bir kırık notada Beni tanıyabilir misin? Sözlerim, her zaman başka bir dilde yankı bulur, Bir kış daha gelip geçer, Bir yaprak daha dü

zamanın pençesinde can veren üveyik

Bir zamanlar, bir gökyüzü, Kirli bir beyazla örtülüyken, Her yıldız, bir kayboluş hikayesi, Ve ben, o hikayelerin peşinde, Bir yudum karanlıkta kaybolmuş, Yalnızlığın özünde saklı bir sır. Kırık dökük bir ayna gibi, Kendimi yansıtıyorum, Her çatlak, bir kayıp zaman, Geçmişimden süzülen yudumlar, Sahildeki ayak izlerim gibi, Kalanı, yalnızca bir hayal. Bahar, rüzgarla gelirken, Hüznüm, biter mi sanıyorsun? Kışın soğuk soluğuyla sarmalanmış, Gecenin koynunda titrerken, Biraz karanlık, biraz da kaygı, Ama bu kaygı, hep senin için. Neden herkes kanar içten içe, Gözyaşları, birer nehir gibi akar? Sevdam, bir kıyamet şarkısı, Ve ben, o şarkının son dizesinde, Biraz kaybolmuş, biraz da yorgun, Ama yine de, seni ararım her an. Her köşe başında bir gölge, Her gölgede bir anı, Biraz silik, biraz da soluk, Ama her biri, canlanır karanlıkta. Yüreğimde bir çığlık saklı, Kendi kelimelerimle boğulmuş, Biraz hastayım, biraz da dargın, Ama sen, en derin yaramsın. Karanlığın göğsünde bir el, Biraz dokun

müjgan

Gecenin karasında bir yıldız gibi parlar adın, Müjgan, Dudaklarımda bir dua, yüreğimde en derin yarasın. Her nefeste ismin dökülür dilimden, usulca, Bir yangının külleriyle kavrulan serabım olursun. Bahar ilk çiçeğini açınca sana benzetir rüzgarlar, Tenimde bir esinti, kalbimde yarım sevdasın. Adını fısıldar kuytu sokaklarda gece lambaları, Karanlığın ortasında tek ışığım, tek hatıramsın. Bir yağmur damlası gibi düşersin solgun tenime, Yıkanır hüzünlerim, adını duyunca kalbim Sen susarsın, içimde bin şiir başlar Müjgan, Bütün kelimeler sana çıkar, her cümle sana dair. Görsen, ne çok ağlar bu şehir senden ırak,  Göğsümde bir mavi sızı, gözlerimde hatıran. Gelişin bahar rüzgarı, gidişin hazan, Ah, Müjgan, her şey sende kalır, ben yitip giderim. Bir gün seni hatırlatan bir meltem eser usulca, Ve bahar dallarında mührün, kokun dolaşır. Ben sende bulurum en eski sırlarımı, Sen bende tamamlanan yarım kalan duasın. Ne zaman aydınlansa gökyüzü, gözlerini anarım, Bir mavilik taşır ufuk, adı Müj